23 Eylül 2009 Çarşamba

Rabbimiz'in Güzel İsimleri: "Rahman ve Rahim"


De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur."... (İsra Suresi, 110)
Allah (cc) tüm insanları, Rabbimiz'i Kuran’da bildirildiği gibi, “en güzel isimleriyle” tanıyıp takdir edebilmekle yükümlü kılmıştır. Kuran’da Rabbimiz'in en güzel sıfatlarından bazılarını bildiren ayetlerden bazıları şöyledir:

O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O'dur. O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selamdır; Mü'mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 22-24)

Bu ayetlerde bildirilen Allah (cc)’ın en güzel sıfatlarından biri, ‘Rahman ve Rahim’ ismidir. Merhamet sözcüğü, Arapçada "reheme" kökünden gelmekte ve "acımak, esirgemek, şefkat göstermek, affetmek, bağışlamak" anlamlarında kullanılmaktadır. Rabbimiz'in Rahman ve Rahim sıfatı da merhamet kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Kuran ayetlerinde sadece Allah (cc)'ın Zatını ifade etmek için kullanılan Rahman sıfatı "rahmeti herşeyi kuşatmış olan, bütün yaratılmışlar hakkında hayır, rahmet ve güzellik dileyen, sevdiğini sevmediğini ayırt etmeyerek sayısız nimetlere kavuşturan" anlamlarına gelir.

Allah'ın Rahman ve Rahim sıfatı Kuran ayetlerinde birçok kez tekrarlandığı gibi, Tevbe Suresi dışındaki tüm sureler de "Rahman ve Rahim olan Allah (cc)'ın adıyla" başlamaktadır. Rabbimiz'in Rahman isminin çok geniş bir anlamı vardır. Esirgeyen, acıyan, şefkat duyan, merhamet eden sıfatlarının hepsi, Allah (cc)'ın Rahman isminin tecellilerindendir. Allah (cc)’ın rahmeti kainattaki herşeyi kuşatmaktadır; sınırsızdır, ezelidir, ebedidir. Rabbimiz merhamet edenlerin en merhametlisidir. Kuran'da Hz. Eyüb'ün Rabbimiz'e bu güzel ismiyle dua ettiği şöyle haber verilir:

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın." (Enbiya Suresi, 83)
Rahman ve Rahim sıfatı Rabbimiz'in Kuran ayetlerinde yer alan birçok ismini de içine alan, çok geniş ve derin bir anlam içerir. İnsanlar üzerinde sonsuz merhamet sahibi olan, esirgeyen ve bağışlayan Rabbimiz, tüm hayatları boyunca onlara eşsiz nimetler lütfeder. Allah (cc), fiziksel nimetlerin yanında manevi olarak da çok büyük lütuflarda bulunur: Salih kullarının hatalarını affeder, tevbelerini kabul eder, onları korur, kötülüklerini örter, hidayetlerini artırır, doğru yola iletir.

Allah (cc)'ın yarattığı tüm canlılar kusursuz ve üstün bir yaratılış sayesinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Her biri Allah (cc)'ın üstün aklına, sonsuz şefkat ve merhametine teslim olmuştur. Allah (cc), ihtiyaç duyabilecekleri herşeyi onlara vermiştir. Her canlının varlığını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu herşeyi yakınında bulması da, Allah (cc)'ın rahmetinin delillerinden sadece bir tanesidir. Rabbimiz yarattıklarına "şefkat edendir, esirgeyen"dir. (Bakara Suresi, 143) Bir başka ayette şöyle buyurulmaktadır:

Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir. (Hac Suresi, 65)

Her türlü sıkıntıyı gideren, felaketlerden insanları koruyan yalnızca sonsuz şefkat sahibi olan Allah (cc)'tır. İman sahipleri karşılaştıkları her türlü zorlukta, sıkıntıda ve hastalıkta yalnızca sonsuz merhamet sahibi olan Allah (cc)'a sığınırlar ve O'nu vekil edinirler.

Kuran'da "...Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta Kendisi'dir." (Tur Suresi, 28) ayetiyle de bildirildiği gibi Rabbimiz sonsuz iyilik sahibi olandır; tüm hayatı boyunca insana sayısız iyilikte bulunan, eşsiz güzellikler bahşedendir. Var olan herşey O'ndandır. Tüm güzellikler, incelikler, nimetler, O'nun sonsuz aklının tecellileridir. Ayetlerde üstün kerem sahibi olan Rabbimiz şöyle buyurur:

Rabbimiz bağışı çok olan, karşılıksız olarak armağan edendir. (Sad Suresi, 9)

9 Eylül 2009 Çarşamba

DALAK’IN HAYATİ ÖNEMİ

DARWİNİSTLERİN HAYALİ KÖRELMİŞ ORGANLARDAN BİRİ DAHA YIKILDI
30 Temmuz 2009 tarihinde evrimci National Geographic dergisi “Araştırmalar, körelmiş organların hiç de işlevsiz olmadığını buldu” başlıklı bir haber yayınladı.
Darwinistler, insan vücudundaki tasarımda bulunan indirgenemez kompleksliği, matematiği ve muazzam düzeni açıklayamayınca son birkaç yıldır “körelmiş organlar” denilen hayali bir terim kullanarak, karşılaştıkları tasarımdaki harikalığı reddetmeye yönelik kusur arayan bir uğraş içine girerek yaratılışı saklamaya çalışıyorlardı.
Çeşitli evrimci dergiler, farklı dönemlerde haberler yaparak vücudumuzdaki bazı organların işlevlerinin olmadığını öne sürmeye çalışarak, kendilerince yaratılış gerçeğini karalamaya çabalıyorlardı.
Ancak, bilim dünyasındaki hızlı teknolojik gelişmeler ve imkanların giderek artmasıyla dünyadaki en kompleks sistemlerden biri olan insan vücudu ile ilgili her geçen gün yeni bir harikalık gün yüzüne çıkmaya başladı.
Hücrede her gün yeni bir organel, Dna’da her gün yeni bir “yazılım koruma sistemi” keşfedilirken; vücudumuzdaki organların işlevleriyle ilgili de daha detaylı bilgiler elde edilmeye başlandı.
Bir takım karanlık çevreler, ideolojilerinin temellerini oturttukları evrim teorisine darbe niteliği taşıyacak bu bilgileri yayınlamaktan şiddetle kaçınırken; bir kısmı ise yaratılış gerçeğine çok net bir delil olan bu haberleri yıkılmakta olan bir teoriyi destekliyormuş gibi göstererek aklına evrim ile ilgili şüphe düşüp yaratılış gerçeğine yönelecek insanları ne pahasına olursa olsun kendi safında tutmayı amaçlıyordu.
Nitekim, bu uğraşların hepsi boşuna çıkmış ve Darwinizm’in dünya çapında yerle bir olmasıyla artık Darwinistler de bu haberlerin evrime darbe indiren nitelikte olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştırlar.
National Geographic dergisinin 30 Temmuz tarihinde yayınladığı haber de, bu niteliktedir.
Bilim adamları, evrimcilerin yıllardır “körelmiş” diye iddia ettikleri dalağın son derece hayati bir öneme sahip olduğunu ortaya çıkardı. Elde edilen bulguya yer veren evrimci National Geographic dergisi “ teknoloji geliştikçe, araştırmacılar, “çöp organların” aslında oldukça çalışkan olduğunu buldu” sözleriyle yer verdi.
Peki Dalak’ın bu hayati görevleri neler?
Dalak’ın görevleri arasında, enfeksiyonları saptamak ve hasarlı ve yaşlı alyuvar hücrelerini filtrelemek olduğu biliniyordu.
Ancak bilim adamları Dalak’ın çok daha kritik bir öneme sahip olduğunu tespit etti.
Dalak, monosit adı verilen beyaz kan hücrelerinin depolandığı bir organdır. Bu hücreler, bağışıklık sisteminde ve doku onarımında oldukça önemli görevlere sahiptir.
Bilim adamları, monositlerin diğer beyaz kan hücreleri gibi yalnızca kemik iliğinde üretildiklerini, kan akışı içinde depolanmadıklarını sanıyordu.
Ancak, yapılan bu yeni araştırmayla dalağın, kandan 10 kat daha fazla monosit içeren ve çok daha büyük öneme sahip bir depo olduğu ortaya kondu.
Doku tamirinde rol oynayan monositlerin %40 ila %50’si dalaktan geliyor. Bu da, dalağı son derece önemli bir organ yapıyor.
Örneğin, kalp krizi geçiren bir kimse için, kriz sonrası kalp dokusunun iyileşmesi son derece önemlidir. İşte bu dokunun tamirinde, dalaktan gelen monositler rol oynar.
Evrimcilerin yıllardır iddia ettiği “körelmiş organ” teorisi, “körelmiş bir aldatmacadır”. “Dalağımız gereksiz, ona ihtiyacımız olmadan da yaşayabiliriz” mantığıyla hareket eden evrimciler, bu son gelişmeyle çok ağır bir darbe almışlardır.
Çünkü araştırmada, dalağı olmayan kimselerin kalp hastalıkları ve zatüre nedeniyle iki kat daha yüksek ölüm riski taşıdığı belirlenmiştir.
Körelmiş organların, ne denli büyük bir yanılgı ve mantık hatası olduğuna da National Geographic evrimci bir yayın olmasına karşın “Tehlikeli Mantık” başlığı altında şöyle yer verdi:
(New York Sina Dağı Tıp Fakültesi Anatomi ve Fonksiyonel morpholoji direktörü ve Amerika Anatomisyenler derneği’nin seçilmiş başkanı Jeffrey Laitman) “Laitman şöyle diyor; 'tarih kolayca gereksiz olarak adlandırılan vücut organları ile darmadağın olmuştur çünkü tıp bilimi bu organları henüz anlamıştır.' 'İnsanlar, ‘bu organı aldırabilir ve hala yaşayabilirsiniz’ derler ama bu mantığa dikkat etmek gerek.Sol bacağını da aldırıp hala yaşayabilirsin. Ama vücuttaki bir organı ne zaman aldırsan ya da değiştirsen, ödenmesi gereken bir bedel vardır."
Evrimcilerin Bir Diğer “Hayali Körelmiş Organı” Apandist’ de hayati öneme sahip
Bağırsağımızın bir ucundan sallanan dar bir tüp şeklindeki apandist, evrimciler tarafından öne sürülen en ünlü körelmiş organdı. Hatta evrimciler, apandist için “çöp organ” diyorlardı. Ama bugün, önemi anlaşıldı.
Apandist, vücudumuzda besinin sindirilmesine yardımcı olan yararlı bir bakterinin adeta deposu olan bir organ.
Diyare hastalıklarının yaygın olduğu durumda, apandist son derece hayati önem taşıyor. Bağırsakları, hastalık sonrasında faydalı bakteri ile dolduruyor.
Sonuç
Evrimciler, kibir ve büyüklenmelerinden dolayı yaratılış gerçeğini kabullenmekte diretmektedirler. Körelmiş organlar yalanı, içlerine düştükleri durumdaki acizliklerinin ve yaratılış gerçeği karşısındaki çaresizliklerinin en net delilidir. İnsan vücudundaki teknoloji ve hassas düzen karşısında evrimcilerin, Allah’ın yaratmasını kabul etmekten başka hiçbir çareleri yoktur.
Evrimciler yaratılışı inkar etmek için her kusur aramaya çalıştıklarında, yeni bir düzen ve ihtişamla daha karşılaşmaya mahkumdurlar. Kendilerince bulduklarını sandıkları her kusur, Allah’ın yaratma sanatındaki benzersizliğin bir delili daha olarak karşılarına çıkacak ve onlara Allah’ın yaratmasının hak gerçek olduğunu bir kez daha gösterecektir.
Allah’ı inkar etmekte ısrarlı davranan (Allah’ı tenzih ederiz) bu kimselere Kuran’da şöyle yanıt verilmektedir:
“O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.” (Mülk Suresi, 3-4)
Kaynak: