Dişlerimiz dayanıklılığı ve sağlamlığı ile bilinir. Uzun yıllar boyunca ezme, çiğneme, ısırma gibi pek çok yüksek basınca karşı direnç gerektiren konuda sürekli dişlerimizi kullanırız, ancak buna rağmen dişlerimiz çok uzun süre dayanıklı kalır.
Dayanıklılığını, mine isminde kaplı olduğu yapıdan aldığını bilen bilim adamları, ilerleyen teknoloji ile birlikte diş minesini "dayanıklı" bir malzeme yapanın ne olduğunu araştırdılar.
Diş minelerimize yakından bakan bilim adamları, diş minesinde çok özel bir yapı olduğunu keşfetti. Sanıldığının aksine diş minesinin tek bir pürüzsüz yapı olmadığını ve içerisinde küçük ancak derin olmayan çatlaklar olduğu keşfedildi.
Minenin diplerinden dış yüzeye doğru büyümeye başlayan bu çatlaklar, diş minesine uygulanan basıncı kendi aralarında paylaştırarak dişin kırılmasını engelliyor ve böylece mineyi daha sağlam ve dayanıklı bir malzeme haline getiriyor.
Ancak bu aşamada, bir sistem daha devreye giriyor. Dişte mevcut özel bir tedavi süreci başlıyor ve - bu çatlaklar büyürken- eş zamanlı olarak onları dolduran organik malzeme ile birlikte çatlakların derinleşerek dişin çürümesine sebebiyet vermesi de önlenmiş oluyor.
Kaynak: Herzl Chai, James J.-W. Lee, Paul J. Constantino, Peter W. Lucas, and Brian R. Lawn. Remarkable resilience of teeth. Proceedings of the National Academy of Sciences, 2009; DOI: 10.1073/pnas.0902466106
Haberler
-
*Habeler*anlık bilgi sağlayan yayın organlarıdır. Haberler sayesin de
hayatta neler olduğu hakkında bilgi alabiliriz. *Haber*konusunda önemli
olan konuları...
11 yıl önce