http://www.abc.net.au/science/articles/2007/05/28/1935225.htm
27 Eylül 2008 Cumartesi
YOL TAMİR UZMANI ASKER KARINCALAR
http://www.abc.net.au/science/articles/2007/05/28/1935225.htm
22 Eylül 2008 Pazartesi
KIZIL IŞIK ÜRETEN BALIKLAR
20 Eylül 2008 Cumartesi
YAPRAK KARINCALARI BİLİMADAMLARINI ŞAŞIRTTI
17 Eylül 2008 Çarşamba
DENİZ SOLUCANLARI VE ALTIN ORAN
16 Eylül 2008 Salı
BİLİMADAMLARINDAN ARI HAFIZASINA TAKDİR...
Araştırmacılar, arıların toplu iğne kadar beyinleriyle son derece kompleks işler yapabildiklerini söylüyor.
Balarıları, ziyaret ettikleri çiçeklerin kokularını minicik beyinlerindeki hafızalarında tutarak hatırlayabiliyorlar.
Yapılan araştırmalar sonucu, arıların sağ anteni ile sağ antene bağlı beyin yapısının ‘kısa süreli’ yani ‘geçici’ hafızayı; sol antenin ise uzun süreli yani kalıcı hafızayı belirlediği anlaşıldı.
New England Üniversitesi’nden Prof. Lesley Rogers araştırma sonrası duyduğu heyecanı ve arıların beyinlerindeki bu kompleks tasarım karşısındaki şaşkınlığını şöyle ifade ediyor:
“ İnsanlara ve diğer daha büyük canlılara kıyasla, arıların beyinleri daha basittir. Ancak; bu basit beyinleriyle inanılmaz derecede kompleks işler yapabiliyorlar. Belli ki; arıların beyinleri çok etkin bir şekilde ‘donatılmış’.”
NEMO'YA EVİNİ BURNU BULDURDU

Araştırmacılara göre; eğer Nemo, burnuna güvenseydi yolunu daha kolay bulurdu
Avusturalya, Fransa ve Birleşmiş Devletlerden bilimadamlarının yaptıkları araştırma palyaço balıklarının kendilerine en uygun yaşam alanını bulmak için koklama duyularını kullandıklarını ortaya çıkardı.
Yapılan deneylerde, Y şeklinde akvaryumlara yerleştirilen palyaço balıkları kendileri için en uygun yaşam yerleri olan anemonların kokularına doğru yöneldi.
Habere yer veren ABC Science, araştırmayı yürüten James Cook Üniversitesi’nden Prof. Geoff Jones’un yavru palyaço balıklarının yaprak kokularının kaynağına doğru yönlenerek yuvalarını bulmaları için “önceden programlanmış” olduklarını düşündüğünü kaydetti.
Kaynak:
http://www.abc.net.au/science/articles/2008/08/27/2347586.htm?site=science&topic=enviro
BALARILARI SALDIRANLARI KOVMAK İÇİN "MEKSİKA" YAPIYOR
Ker Than
National Geographic News
Eylül 12, 2008
http://news.nationalgeographic.com/news/2008/09/080912-bee-wave_2.html
Sporseverlerin stadyumda yaptıkları Meksika gibi, bal arılarının parlak kanatlarını açıp karınlarını yukarı aşağı oynatarak dalga hareketi ile şaşırtma yaptıkları ortaya çıkı.
Yapılan son araştırmalar, arıların ölümcül düşmanları olan eşekarıları ve yabanarılarını kovmak için kullandıkları bir savunma mekanizması olduğunu ortaya koydu.
Güneydoğu Asya’da dışarıya karşı korunmasız açık yuvalarda yaşayan dev balarılarının diğer arı türlerinden çok daha farklı bir savunma taktiği oldu tespit edildi.
Bu taktiğe göre; sıra sıra dizilip birbirlerine tutunarak merkezi bir peteğin etrafında canlı bir kovan oluşturan binlerce arı; yabanarısı ve de eşekarısı gibi düşmanlarıyla karşılaştıklarında sımsıkı birbirlerine kenetlenip kanatlarını çırpmaya başlıyorlar.
Karınlarının üzerinde yükselip alçalarak yüksekliği 50 cm.’ e varan dalga hareketleri oluşturup düşmanlarının şaşırtarak püskürtüyor ve yönlerini değiştirmelerini sağlayarak kovanlarını güvende tutuyorlar.
Tüm bu engellere rağmen, herhangi bir eşek arısı kovanın yüzeyine inmeyi başardığındaysa; ısısı yüksek olan tüm arılar derhal bir araya geliyor ve düşmanı sıcakla boğarak öldürüyorlar.
Arıların sahip olduğu bu üstün savunma taktikleri ile ilgili araştırmayı yürüten Prof. Dr. Gerald Kastberger şu açıklamayı yapıyor:
"Örneğin, koloninin bu “titreme” olayına katılacak arı grubunun toplu savunma harekâtı için yuvada kalmalarına ve de yaklaşan avcıya doğru uçmamalarına karar vermesi gerekmektedir.”
Ancak; Kastberger’ın belirttiği gibi arıların kendi içlerinde böyle bir karar mekanizması ya da heyet yoktur.
Her bir arıya görevini ilham eden Allah, her bir arıyı bir kader üzerine yaratmıştır. Hangi arıların kovanda kalacağı, hangilerinin titreme ile savunma yapacağı ve hangilerinin vücut ısılarıyla düşmanı öldürecekleri kaderde bellidir.
Allah, her bir arıya ilham ettiği görev için en kusursuz donanımı vermiş, düşmana saldıracaklara yüksek bir vücut ısısı, kanat çırpacaklara ise sürat ve iri bir cüsse bahşetmiştir.
Şüphesiz bu, savunmasız bir açıklıkta Allah'ın emrine itaat eden balarılarına Rabbimizin gösterdiği büyük bir rahmet ve kolaylıktır.
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver...
13 Eylül 2008 Cumartesi
HURMA'NIN GEBELİKTE FAYDALARINDAN BİRİ DAHA BULUNDU
Michigan Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, gebelikte kalsiyum alımının çok önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Özellikle, kalsiyum bebeğin anne karnında gelişimi ve hamilelik süresince kan kurşun düzeylerinin dengelenmesini sağlar.
2000 yılının Kasım ayı Amerikan Epidemiyoloji dergisinde yayınlanan ve Kuzey Carolina Üniversitesi'nden Dr.Hertz-Picciotto tarafından yapılan bir araştırmada, hamilelikleri sırasında yeteri kadar kalsiyum almayan kadınların kanlarında bebeğe zarar verebilecek bazı maddelerin yükseldiğini ortaya koymuştur. Bu maddeler içerinde, en önemlisi kurşundur.
Araştırmada kanında kalsiyum düzeyi düşük olan kadınlarda kurşun seviyelerinin yükseldiği gözlemlenmiştir
Vücuttaki kurşunun % 95'i kemiklerde bulunmaktadır. Uzmanlar kanda kurşun yüksekliğinin, annenin ileriki dönemlerde kemik erimesi sorunuyla karşılaşabileceği anlamına geldiğini belirtmektedirler. Anne, bu nedenle kalp, dolaşım ve sinir sisteminde sorunlarla karşılaşabilmektedir.
Yapılan araştırmalar, kalsiyumun sadece kandaki kurşun seviyesini dengede tuttuğunu ortaya çıkarmamış aynı zamanda da hamileliğin son dönemlerinde kalsiyum alımının doğum sancılarının daha az hissedilmesini sağladığını ve doğum sonrası kanama riskinin de azaldığını açığa çıkarmıştır.
Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim.
Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2008/09/080909205555.htm
ALG İLE BAKTERİ, BİRBİRLERİNİN HAYAT ARKADAŞI
Bilim adamlarının algler üzerinde yaptıkları en son araştırmalar, şaşırttı.
Yapılan araştırmalar, alglerin onlara B12 vitamini sağlayan bir hayat arkadaşı olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Alglerin üzerinde yaşayan bir çeşit bakteri, algler için B12 vitamini üretmektedir.
Laboratuar ortamında yetiştirilmeye çalışıldığında, alglerin yüksek B12 ihtiyacını karşılamak neredeyse imkansız iken; bu bakteri, alg için yetebilecek kadar B12 üretebilecek bir tasarıma sahiptir.
Bakterinin bu fedakar davranışına karşılık, alg - bakteriyi fotosentez yoluyla elde ettiği karbon ile besler ve yaşamasına yardımcı olur.
Bu iki takım arkadaşı arasındaki uyumun tesadüfler zinciriyle açıklanması mümkün değildir. Çünkü aralarındaki en ufak bir anlaşmazlık ya da uyumsuzluk, dünyadaki tüm karbon dengesinin bozulması ve canlılığın sona ermesi demektir.
Birçok evrimci tarafından “basit” olarak tanımlanan bu canlılar, en gelişmiş laboratuar ortamlarında bile gerçekleştirilemeyecek kimyasal işlemleri yapmakta ve milyonlarca yıldır görevlerini eksiksizce yerine getirerek bu sistemi kusursuzca devam ettirmekteler.
Elbette ki, hiçbir kimya bilgisi ve formül çözümleme kapasitesi olmayan bir canlının B12 vitaminin varlığından haberdar olması, bu vitamini üretebilmek için gereken tüm kimyasal formüllere hakim olması ve bu son derece kompleks kimya işlemlerini başka bir canlının yaşamı için üretmesi kör tesadüflerin bir sonucu olamaz.
Bakteriyi de, Algleri de Yaratan Allah, her birine görevini ilham etmiş ve onları bu karmaşık işlemleri gerçekleştirebilecekleri en uygun donanımla yaratmıştır.
Kaynak: Science Daily, 14 Haz. 2006, The Secret Life of Algae
http://www.sciencedaily.com/releases/2006/01/060114152028.htm
B12 Vitamini Yaşlılıkta Beyni Koruyor

ScienceDaily (Sep. 11, 2008)
(Nahl Suresi,66)
Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2008/09/080908185121.htm